NEVŞEHİR TAPU VE KADASTRO MÜDÜRLÜĞÜ

05
Temmuz
2012

Mustafa SERTBAKAN

Hani meşhur bir laf vardır ‘memlekette güzel şeylerde oluyor’ diye.

İşte bunun en güzel örneğini, geçtiğimiz hafta Nevşehir Tapu ve Kadastro Müdürlüğü’nde yaşadım.

Tapu devri için müdürlükte işim vardı. Nevşehir Tapu ve Kadastro Müdürlüğü benim bildiğim kadarıyla mevcut hükümet konağı içerisinde klasik bir devlet dairesiydi.

Ama öğrendim ki uzun bir zamandır, Gülşehir yolu üzerinde Gazi Stadı’nın karşısındaki eski Tarım İl Müdürlüğü’nün bulunduğu binada hizmet veriyor.

Sabah saatlerinde kuruma gittim. Öncelikle bina bağımsız bir bina olduğu için resmi bir kurum binasından görüntü olarak çok uzaktı.

Adeta özel bir mülke gelmiş gibi geniş bir bahçe karşılıyor sizi. Geniş bir park alanı var. Binanın dışı kısmen eski olmasına rağmen içine çok güzel bakım yapılmış.

Giriş kat daha çok hizmet bölümü, ikinci kat ise yönetim katı olarak ayrılmış. İlk kata girdim ve karşıma bankalarda gördüğümüz numaratör çıktı.

Sıramı aldım ve 10 dakika beklemeden sıram geldi. Sıranızın geldiği size dijital ekranda gösteriliyor ve aynı anda dijital ekran marifetiyle sesli olarakta bilgilendiriliyorsunuz.

İçimden ‘hadi yazılıyı gördük, sesliye ne gerek var’ derken, etrafımda tapu işiyle gençlere oranla çok daha fazla işi olan yaşlı, kiminin gözü az gören, kiminin de kulağı az duyan yaşlı insanlar gördüm ve içimden geçen lafı da oracıkta yutup, sesli sisteme içimden bravo dedim.

Sıram geldi, memure bayana yaklaştım, kendisi tapu devri için gerekli işlemleri bana anlattı ve cep telefonumu bilgilerimi not aldığı ekrana yazarak öğleden sonra bana gelecek mesajla tekrar gelmem gerektiğini söyledi.

Tam ben yine içimden ya telefon numaramı yanlış yazdılarsa mesaj gelmezse derken o anda cep telefonuma işlemlerimin başladığını belirten mesaj geldi ve ben bir kez daha içimden geçen sesi orada susturdum.

Zira o anda gelen mesaj telefon numarasını da teyit ediyordu.

Kurumdan çıktım, içimizde hep resmi kurumlarda işlerin ağır gitmesi ve saatlerce hatta bazen de günlerce bekleme endişesi var ya, derken saat 13.30 oldu.

Bu ikinci mesaj gelmeye gelmez ama dedim. Saat 14.30 gibi mesaj geldi ve Ziraat Bankası’na yatırmam geren paranın bilgisi ile birlikte saat 15.30’da kuruma gelmem isteniyordu ve üstelik kurumda görüşeceğim memurenin adı da yazıyordu.

Yahu dedim, AB’ye girdikte benim mi haberim olmadı?

1983 yılından beri, 29 yıldır naçizane gazetecilik yapıyorum Nevşehir’de. Yaptığımız haberlerin neredeyse yüzde 90’a yakını hep aksayan olaylardan oluşmuş, ne yalan söyleyeyim olumlu anlamda şok yaşıyordum.

İllaki aksayan bir taraf bulurum dedim gazeteci refleksiyle, parayı bankaya yatırıp 15.30 gibi tekrar kuruma giderken.

İlk katta bekleme salonunda, pek çok kurumda vali düzeyindeki makam odalarında gördüğümüz deri büyük koltuklar gördüm. Kırmızı ve beyaz renkte, hani fosur fosur tabir edilen rahat koltuklar.

Karşınızda, yeterince büyüklükte duvarda asılı uydu yayını imkânı olan Lcd Tv beklerken sıkılmanızı önlüyordu.

O sırada hızlıca bir garson geldi çay alırmısınız diye… Onca lüksü görünce şartlı bir refleksle daha ne istemeye yüzümüz var ki dercesine yok demişim garsona!

Bittimi derseniz, yok bitmedi;

İşlemler için istendiğinden yanıma vesikalık fotoğraf almıştım ama resim son 5 yılı kapsıyacakmış. Benimkide Allah var, en az 20 yıllık olabilir.

Eyvah dedim, bak takıldık. Resmi yenile, yarın tekrar gel diyecekler.

Memure hanım, binanın girişinde ‘para at, resim çek’ sistemi var. Orada uygun bir ücret karşılığında kendi vesikalık resminizi çekebilirsiniz demez mi?

Yok dedim artık, birisi beni çimdiklesin!

Bu kadar işi hızlandıran ve ısrarla vatandaşa ‘bugün git, yarın gel’ dememek için her şeyi seferber eden bir kurum olamazdı.

Evrakları hazırladık ve alanla, satanı bir araya getirip büyükçe bir deftere (ben evlenirken kayıtların yapıldığı büyük deri kaplı defterlere benzettim, resimler falan yan yana baya benziyor hani) yazılı bilgilerimiz bize bağıra bağıra tekrar edilerek ve ısrarla teyit ettirilerek okundu.

Tam neden bağırarak okuyorlar acaba derken, yan tarafta yaşlı bir teyzeye de aynı şekilde okunduğunu gördüm.

Yani amaç, alanla satanın tam olarak bilgisi var mı? Yâda art niyetli bir alım satım olmasın diye yaşlı insanları da düşünerek, böyle bağıra bağıra ve iki tarafa da teyit ettirilerek okunuyormuş.

Nemi oldu? Tüm eksiklerimi orada tamamladıktan sonra, tapuyu aynı gün 30 dakika sürmeden aldım.

Hâsılı, işi olup ta bu kuruma gidenler bana hak vereceklerdir.

Bu kurumun bu şekilde hizmet vermesini sağlayan, odacısından müdürüne kadar herkesi kutluyor ve teşekkür ediyorum.

Temennim ise, inşallah tüm kurumlarda biran önce aynı sistemi görürüz…

nevsehirgazete.com, 05 Temmuz 2012​